Kurtlara Söyle Eve Döndüm kitabı şu zamana okuduğum kitaplar
arasında en garip havaya sahip olandı. Öyle ki kitabı okurken o dünyada
kaybolup gittim ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
Kitaba daha başlamadan hemen önyargılı davrandım. Sıkıcı ve
saçma bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Zorla da olsa okumaya devam ettim ve
kitaptaki bu garip hava beni içine çekmeye başladı.
-YAZININ DEVAMINDA SPOILER VAR-
June’un kişiliği beni
gerçekten büyüledi. Kendisini ormana atıyor ve orta çağda yaşadığını hayal
ediyordu. Her şeyden uzaklaşıyordu. Kurtların seslerini duyuyordu. Giydiği orta
çağ çizmeleriyle bütün seslerden uzaklaşıp ormanın ortasında şimdiki zamandan
çok eski bir zamana atıyordu kendisini. June yüzünden bende bunu bir gün
denemek istedim ama onun gibi yapabileceğimi sanmıyorum. June ile Finn
dayısının arasındaki ilişki beni çok şaşırttı. Bunun birçok nedeni var. Benim
hiçbir zaman öyle yakın bir dayım olmadı veya onları June kadar sevemedim ama
Finn Dayı’nın çok ayrı bir kişiliği var. Bende öyle bir dayımın olmasını
isterdim. June farkında olmadan dayısına âşık oluyor. Bu kulağa kötü gelebilir
ama kitabı okursanız bunun ne kadar saf ve normal olduğunu anlayabilirsiniz.
Kitap Finn Dayı’nın ölmesiyle başlıyor diyebiliriz. Çünkü
June gerçekten değişmeye başlıyor bu olayın ardından. Finn Dayı’nın sevgilisi
Toby ile tanışıyor. Finn ölmeden önce Toby’e ve June’a aynı notu bırakıyor.
“June, Toby’e – Toby, June’a göz kulak ol.
June başta Toby’den nefret ediyor haliyle. Çünkü Dayısına
AIDS bulaştırıp öldüren adam o. Oysaki sonradan öğreniyor ikisinin de AIDS’ten
haberinin olmadığını. Haberleri olunca da üzülmüyorlar zaten. Kendilerini
öncekinden çok daha güçlü hissediyorlar. Daha sıkı bağlanıyorlar birbirlerine.
June’un ablası Greta ise Finn’in ölümüyle June’u geri kazanacağını düşünüyor
ama olmuyor. Bu seferde Toby onu kazanıyor. June sigara içmeye başlıyor
zamanla. Greta ise rol aldığı tiyatro oyununda baskı altında kalmaya daha fazla
dayanamıyor kardeşini geri istiyor.
June ve Toby’nin arkadaşlığı daha çok ilerliyor, June’un
hisleri değişiyor ve Finn Dayısı’na aşık olduğu gibi Toby’e de aşık oluyor.
Oysaki ikisinin de ilk aşkı Finn’di. Elbette bunu June daha sonradan anlıyor
başta inkar etmeye kalksa da sonradan anlıyor gerçeği.
Greta ile June arasındaki ilişki çok farklı aslında. Finn’in
ölmeden önce yaptığı tablo üzerinden iletişim kuruyorlar. Finn ölmeden önce
tabloda eksiklerin olduğunu ve tamamlanması gerektiğini söylüyor. June
ablasının ve kendisinin saçlarını boyuyor, Greta eline kuru kafa çiziyor ve
ardından June onun tırnaklarını altın rengine boyuyor. Greta bunu yüzüne karşı
söyleyince aradaki duvarlar yıkılıyor ve tekrar eskisi gibi oluyorlar.
Kitapta içinizden bir sürü şey bulacaksınız. Okurken kendimi
kaptırdım ve çok hızlı bitti ne yazık ki. Çok beğendiğimi tekrar tekrar
söylemek istiyorum. Puan verecek olsaydım 5 üzerinden 5 olurdu çünkü kitapta
bir kusur bulamadım. Belki kapağı biraz daha uğraşılarak o portredeki gibi
yapılabilirdi.
Not: Kitapla ilgili merak ettiğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum.
Not: Kitapla ilgili merak ettiğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder